13 Mart 2014 Perşembe

Ev yapımı CİPS mi olur demeyin... Deneyin...

İnsanların yedikçe yiyesi gelen cipsler, baharatlısı, peynirlisi, sadesi vedaha bir çok çesidi ile büyük küçük hepimizin eğlencesi ve tutkusu halien geliyor. Hele ki televizyon karşısında isen ne kadar yediğinin bile farkına varmıyorsun.

Bizim eve cips çok fazla giren bir yiyecek değildir çok nadir olarak yeriz. Hele ki en son hamileliğimde canım isteyipte baharatlısından yiyip kaşıntı krizine girdikten sonra bir daha hiç girmedi :)

Özellikle hamile bayanlar canınız istediği zaman tabiki yiyin ama tadında bırakın lütfen. Benim gibi koca bir paket yerseniz, hormonların etkisi ile vücudunuzun farklı farklı bölgelerinde kaşıntıdan delirip doktor doktor gezersiniz...

Peki bu zararlı yiyeceği bizler bu kadar çok seviyorsak eğer, zararsız olanını evde yapıp yemek daha da zevkli hale gelebilir. Hem de sağlığımıza zarar vermeden istediğimiz kadar yiyebiliriz. Hem de yapımı çok basit ve pratik sadece 12 dakikanızı alacaktır.
Nasıl mı?

Malzemeler 
1 adet lavaş
1 tatlı kaşığı zeytinyağ
İstediğiniz oranda tuz
Biraz kekik
Not : Malzemelerin oranını siz kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Benim verdiğim tarif tek kişilik az bir posiyondur.

Yapılışı 
Lavaşlar pizza kesici yada bıçak yardımı ile cips şeklinde üçgen, kare, dikdörtgen zevkinize göre kesiyoruz.
Derin bir kasenin içine kesilen lavaşlar konur. üzerine zeytinyağ, tuz ve kekik ilave edilerek karıştırılır.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dökülerek yayılır. Önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında renkleri hafif dönene kadar (yaklaşık 10-15 dk) kurutulur.
Fırından çıkan cipslerimiz istediğiniz herhangi bir sos eşliğinde servise hazır hale getirilir.
Veeee Perşmebe akşamı Arkadaşım Hoşgeldin izlenirken afiyetle yenir.








12 Mart 2014 Çarşamba

Kara Kış Yemeği Kurufasulye

Bir zamanlar ucuz olduğundan dolayı fakirlerin sofrasından hiç eksik olmayan hatta sofraların Baştacı olan kuru fasulye günümüzde kilosu et fiyatına yaklaşmış olup zenginlerin sofrasına terfi etmiştir.
Çok sevdiğim bir yemek olmasına rağmen hiçbir zaman annemin yaptığı lezzeti tutturamıyorum. Onun yaptığı şekilde yapsam bile anne eli değmiş bir yemek gibi olmuyor. 
Havaların soğuması ile direk sofralara gelen kuru fasülye yemeğini herzamanki gibi akşamdan ıslatmayı unutunca iş tarif kitaplarına bakmak oldu ve bulduğum bir tarifi deneyerek sanırım mükemmel bir sonuç yakaladım. 
Eğer sizde akşamdan ıslatmayı unutursanız bu tarifi denemenizi öneririm 

Malzemeler
1 su bardağı kurufasülye 
1 adet soğan 
1 adet domates 
Salça 
Yeşil biber 

Yapılışı 
1 su bardağı kurufasülyeyi tencereye koyarak üzerine soğuk su ilave ediyoruz. 
Su kaynamaya başladıktan 5 dk sonra ocağın altına kapatıyoruz. Tencerenin kapağı kapalı olarak 3 saat bekletiyoruz. (Ben düdüklü tencere kullandım) 
Ayrı bir yerde zeytinyağ ile soğanı kavuruyoruz. Soğanlar pembeleşince ufak ufak doğranmış biberleri de ilave ederek kavurmaya devam ediyoruz. Üzerine kabukları soyulmuş küp küp doğradığımız domatesleri de ilave edip, hemen arkasından salçamızı ekleyerek salça eriyene kadar kavurmaya devam ediyoruz. Salça eridikten sonra süzgeçten geçirdiğimiz kurufasülyeleri de ekleyerek bir miktar daha kavuruyoruz. Kurufasülyelerin üzerini 2 parmak geçecek kadar sıcak su ilave ederek düdüklü tencerede orta ateşte kaynamaya başladıktan sonra yaklaşık 40 dk kadar pişiriyoruz. 
Tabiki yemek pişti diye hemen yemiyoruz. Tencerenin kapağı kapalı olarak yemeğimizi bir saat dinlendirmeniz gerekiyor. Hepimizin bildiği gibi kurufasülye, barbunya gibi yiyecekler dinlenince daha da lezzetli oluyor. Bir de yanında tereyağlı pilav ve anne turşusu varsa değmeyin keyfimize.. 
Umarım hoşunuza gider. 
Afiyet olsun

11 Mart 2014 Salı

Nilay'ın evcilik hayatı: Faydalı Bilgiler

Nilay'ın evcilik hayatı: Faydalı Bilgiler: Patates haşlarken, haşlama suyunun içerisine bir miktar margarin atarsanız eğer, hem patateslerin vitamini ölmez hem de patateslerin daha kı...

10 Mart 2014 Pazartesi

Çikolata Dolgulu Kek

Evliliğimin ilk yıllarında çok fazla hamur işi yapıyordum. Yemekten sonra sürekli hamur işi yemekten eşim ile birlikte kilolarımız başını alıp gidince bu işe dur demek lazım diyerek hamuru işi yapmayı bırakmıştım. Sadece misafir geleceği zaman evde hamur işi pişmeye başlamıştı. Şimdi evde olunca insanın sürekli birşeyler yapası geliyor ve yeni tarifler yaparak eşime tadı hakkında fikirler soruyorum. Kısacası onu gurme olarak kullanıyorum. Yaklaşık 1-2 ay önce arkadaşımın bana facebooktan gönderdiği ve çok severek yaptığım bir kek tarifini sizinle paylaşıyorum. Umarım hoşunuza gider.

Malzemeler  
3 adet yumurta
1 su bardağı pudra şekeri 
1/2 su bardağı sıvı yağ 
1/2 su bardağı süt
1.5 su bardağı un 
1/2 su bardağı + 2 yemek kaşığı mısır nişastası 
2 paket kabartma tozu 
1 paket vanilya 

Dolgu Kreması olarak ben çikolata sosu kullandım ama siz aşağıdaki tarife göre dolgu kreması yapabilirsiniz. 
1 yemek kaşığı un 
1 yemek kaşığı mısır nişastası 
1 su bardağından 1 parmak eksik şeker
2.5 su bardağı süt 
1 paket kakao 
80 gr bitte çikolata
bütün malzemeler kısık ateşte çikolata kıvamına gelene kadar karıştırılarak pişirilir. 

Yapılışı 
Derin bir kapta yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz. sonra sıvıyağ, süt, un, mısır nişastası, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek karıştırmaya devam ediyoruz. Burdaki en önemli nokta kabarta tozu ve vanilyanın en son eklenmesidir. Yağlanmış kek kalıbımıza elde ettiğimiz karışımı döküyoruz. Önceden ısıtılmış 170 derecede kekimizi pişirmeye bırakıyoruz. 

Fırından çıkan kekimizi soğuması için bir kenarda bekletiyoruz. Biz bu arada iç dolgu malzemesini hazırlamaya başlıyoruz.  

Soğumuş olan kekimizin üst tarafını bir bıçak yardımı ile keserek şapka şeklinde çıkartıyoruz. 
Kalan kekimizin içini bie kaşık yardımı ile oymaya başlıyoruz. Kekimizin içi boş kalıyor. Boşalan kekimizin içine hazırlamış olduğumuz dolgu malzemesini koyuyoruz. (Üstünü süslemek için 1 su bardağı ayırmayı unutmayın). Dolgu malzemesini kekimizin içine boşalttıktan sonra şapka şeklinde çıkardığımız üst keki tekrar yerine koyarak üstüne ayırdığımız dolgu malzemesini ilave ediyoruz. Kekimizin üstüne istediğiniz şeyle süsleyebilirsiniz. (Nar, ceviz, fındık, v.s.) ben fındık ve ceviz karışımı ile süslemiştim. 

Afiyet olsun.

Pastane açması

Pastahane açması işte bu!!!
Uzun zamandır açma tarifi arıyordum. Bir türlü bulamamıştım ta kiii bu açma tarifini bulana kadar, verdiğim ölçülerden yaklaşık 2 tepsi çıkıyor. 1 tepsi yapmayı düşünüyorsanız eğer yarım ölçü kullanabilirsiniz. Tam ölçü kullanıp aman buzluğa atıyım sonra yaparım demeyin sakın! Hamur mayalı olduğundan dolayı buzluktaki çıkınca kabarmıyor... Ben genelde 2 tepsi pişiriyorum. Pişmiş vaziyet buzluğa koyuyorum. Acil bir misafir geldiğinde teflon tavada ısıtınca fırından yeni çıkmış gibi oluyor. 


Malzemeler  
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
1 paket yaş maya
1.5 tatlı kaşığı tuz
3 yemek kaşığı toz şeker
Aldığı kadar un
Açmak için bir miktar sıvı yağ

Üzeri için yumurta sarısı, çörek otu, susam

Yapılışı
Yoğurma kabına ılık su, ılık süt, maya ve şekeri koyup eriyene kadar karıştırıyoruz. Şeker tamamen eridikten sonra sıvı yağ ve tuz ilave edip karıştırmaya devam ediyoruz. Daha sonra yavaş yavaş un ilave ediyoruz. Un ilave edilirken hamur hafif yapışacak kıvamda olmalıdır. 
üstü kaplı bir olarak sıcak ortamda hamur iki katı büyüklüğüne gelecek şekilde kabarmasını bekliyoruz. 
Kabaran hamurdan Cevizden büyük parçalar kopararak ve elimizi yağa batırarak çay tabağı büyüklüğünde  açıyoruz. Açtığımız hamurun içini yağlayarak rulo haline getirip kendi etrafına dolayarak tepsiye diziyoruz. 
Üzerine yumurta sarısı sürüp, çörekotu ve susam serperek 15-20 dk bekletip kabarmasını sağlıyoruz.
180 dereceli önceden ısırırmış fırında pişiriyoruz. 
Afiyet olsun. 

8 Mart 2014 Cumartesi

Ben kimim?

Ben benim de siz kimsiniz? 
Ben, annemin küçük kızı, eşimin sevgili başbelası, arkadaşlarıma göre çatlak, deli dolu, neşeli biriyim ama hepsinden önemlisi ben bir Anneyim 😄😄

Mutfakla pek aram yoktu. ta ki 2008 yılında evlenene kadar. Bu zamana kadar yemek işlerimizi her zaman canım annem yapardı ve bizde afiyetle yerdik bir de üstüne terbiyesizlik yapıp ablamla bulaşık kavgaları yapardım. Evlendikten sonra maalesef iş başa düştü. Yemek yapmak lazımdı. Tarifler öğrenmek lazımdı. Allah'tan eşim çok yemek arayan biri değildi. Yemek yapmak, hazırlamak her zaman çok hoşuma gitmiştir. Ama gel gelelim sunumu pek beceremem. 

Uzun bir çalışma yaşamım oldu. Bu dönemde tabiki yorgun olduğun zamanlar yada hafta sonlar dışarda yemek yemek çok cazip oluyordu.

Çalışma yaşamım 2013 yılında hayatımız renk katan kızımın dünyaya gelmesi ile çalışma hayatım son bulmuş ben Nilay'ın gerçek anlamda evlilik hayatı başlamış oldu. 

Zorlu bir yıl geçirdik ve halen daha geçiriyoruz. Kızımın uyku ile arası pek yok . Sürekli ayakta uyuyor. Iş böyle olunca da, internette takılmak şu meşhur candy crush oyununu oynamak belli bir saatten sonra sıkmaya başladı. Durum böyle olunca acaba ben de blog yazsam mı? Acaba yapabilirmiyim diyerek işe başladım. 
Hadi bakalım bu iş yürüyecek mi ? 
Desteklerinizi bekliyorum 😄